Uğurcan Akyüz
Kıbrıs Postası, YAKINDAN SANAT köşe yazısı no:54
17 Kasım 2014, Pazar, Lefkoşa
Yakın Doğu Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin düzenlemekte olduğu “Uluslararası Resim Çalıştayı” şu sanatçılarla sürüyor: Adi Atassi, Alaybey Karoğlu, Avni Behluli, Basri Erdem, Birsen Çeken, Erol Yıldır, Ethem Baymak, Feridun Işıman, Gönen Atakol, Gültekin Akengin, Hikmet Uluçam, İnci Kansu, Jonal Buenafe, Khaldoon Daoud, Mirjana Shqiptare, Mirsada Baljic, Momunbek Akmatkulov, Mustafa Arapi, Mustafa Hastürk, Nihat Kürkçüoğlu, Nurhayat Erdem, Sinan Yasdıman, Zharko Jakimovski, Zuhal Arda.
Bu nedenle de bugünkü yazımın ana konusu, yine ve yeniden çalıştay!
Çalıştaya katılan ustalarla sohbetlerimizde, çalıştayların son yıllarda gittikçe ve yeniden kendine geniş hareket alanı bulmakla beraber, öyle çok da yeni organizasyonlar olmadığı konusunda hemfikir olduğumuzu gördüm. Şöyle bir geriye doğru bakınca; “sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyen Atatürk’ün talimatıyla, Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında sanat aracılığıyla, Anadolu’nun aydınlanması için devlet tarafından yürütülen çabaları hatırlamakta da yarar vardır. O yılların sosyal ve ekonomik sorunlarına karşın, sanatın her alanından “isim yapmış” kişiler tüm masrafları devlet tarafından karşılanmak suretiyle değişik illere sanatlarını icra etmek üzere gönderilirler. Örneğin; hem gittikleri yerlerin resimlerini yaparlar, hem de heveslilerine “okulun” yolunu gösterirler. İşte bu öncülerin yaptıkları resimler, devletin himayesinde müzelere alınır ve sergilenir.
Parantez içinde sormanın bir sıkıntı oluşturmayacağına inanarak; bugünlerde artık hukuki bir boyut kazanmış olması nedeniyle basını meşgul eden, Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nden “kaybolan” resimler arasında o dönemden eserler var mı acaba?
Ethem Baymak, Sovyetler döneminde gerçekleştirilen sanat kolonilerinin amaçlarından birinin; sanat üreticilerinin-ustalarının devlet destekli olarak, farklı bölgelerde bir araya gelip, o bölgede meraklı ve yetenekli çocuklara sanatı sevdirmek olduğunu söyledi. Başka bir amacın da, ortaya çıkan çalışmalardan oluşan kent müzelerinin kurulması olduğuydu hocanın söylediği. Sanata ve kültüre yön vermek, toplumsal bellek oluşturmak ve kentin marka değerine katkı koymak elbette ki bu tür organizasyonların diğer amaçları olarak sıralanıyordu, Ethem Baymak’in Kosova’dan taşıyıp bizimle paylaştığı deneyimleri arasında.
Elbette ki tüm katılımcıların, genç veya deneyimli hepsinin, okuyabilen için birer yaşayan kitap özelliği taşıdığına inanıyorum. Çalıştay içinde; Öğt.Gör. Nurhayat Erdem’in “baskı resim” etkinliğinde; öğrencilerimiz ve isteyenler “baskı” yapma şansını buldular. Prof.Dr. Alaybey Karoğlu’nun moderatörlüğünde katılımcılarla gerçekleştirilen “Güncel Sanat” söyleşisi ve deneyimsel paylaşımlar ile de, orada olan herkes, o yaşayan kitaplardan bir şeyler öğrendiler.
Fakültemizin kuruluşundan beri neredeyse tüm etkinliklerimize katılıp bize destek veren YDÜ Rektör Yardımcımız Sayın Prof.Dr. Şenol Bektaş’ın ustalarla, katılımcılarla yaptığı sohbetlerinden; gerçekleştirmekte olduğumuz bu ilk resim çalıştayının başarısını tahmin etmek zor değil! Okyanusu geçip derede boğulmadan böylesi önemli ve güçlü uluslararası bir organizasyon gerçekleştirmek de, kolay değil. Çünkü ve araştırdığım kadarı ile KKTC’de bu boyutlu bir “resim çalıştayı” daha önce gerçekleştirilmemiş. Çalıştayda ortaya çıkan eserler; 18 Kasım Salı günü, saat 11:00’de, YDÜ Hastanesi Sergi Salonunda açılacak sergi ile sanatseverlerin izlenimine sunulacak.
Şunu da belirteyim ki; bu çalıştay ile, Yakın Doğu Üniversitesi’nin himayesinde bir ilk’e daha imza atarak, adadaki kültür sanata katkı koymak misyonumuzu yerine getirmekte olmanın kıvancını yaşıyoruz.
Üniversitelerin büyüklüğünün sadece bilim ile değil; sahip olduğu müze, galeri, salon ve sanat eserleri ile de ölçüldüğü bir dünyada; oluşturduğumuz ve oluşturmaya devam ettiğimiz değerlere sahip çıkılmasının motivasyonumuzu etkilediğini bir kere daha belirtmek isterim. Üniversitemizin marka değerine; kişisel ve kurumsal olarak, alanımız açısından her geçen yıl yeni açılımlarla artı katmak, bizleri ayrıca mutlu etmektedir. Etkinliklerimizi ve çalışmalarımızı gerçekleştirme içerikli veya bu çalıştay kapsamındaki teşekkürlerimi haftaya paylaşacağım.
Bir eleştiri: Benim de ikinci kere katılımcıları arasında bulunduğum; KKTC Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı, Kültür Dairesi Müdürlüğü’nün düzenlediği Cumhuriyet Sergisi’ne ilişkindir eleştirim! Afişten anladığım kadarı ile sergilenenler arasında üç fotoğraf, iki illüstrasyon, bir enstalasyon, bir baskı resim ve toplamda sanırım otuzdan fazla çalışma olacak. Sergi, geçen yıl “Cumhuriyet Resim Sergisi” olarak adlandırılmıştı. İsmin sınırlayıcılığından kaynaklı düşüncelerimi özellikle sergi açılışı sırasında yetkililere iletmiştim. Bu yıl “Cumhuriyet Sergisi” olarak isminin değiştirilmesi çok da iyi olmuş. Böylece; kapsam genişlediği için, plastik sanatların, ya da estetik kaygılı üretim yapılan resim dışındaki klasik alanların da sergilenme şansı olabilirdi. Olabilirdi dedim çünkü; geçen yıl ismin kapsamı nedeniyle heykel çalışmaları yoktu, sanırım heykel bu yıl da yok.
Ayrıca, günümüz olanak ve koşullarında yaygınlaşan yenimedya gibi çoklu yöntemlerin birlikte kullanıldığı çalışmaların da sergiye dahil edilmesi isim değişikliği ile mümkündü. Bu, gençlerin teşvik edilmesi açısından da önemliydi. Serginin ismi bu yıl değişmekle beraber, katılımcı isimler ve afişteki görüntülerin nerede ise “tekrarı”, geçen yıla göre durumun pek değişmediğini göstermektedir. Bu tekrar; sergiye katılmayanların neden katılmadıklarının da değerlendirilmesi açısından pek çok soruyu cevaplıyor gibi!
Yine de; serginin bir organizasyon olarak sürekliliğini sağlayan ve emeği geçenlere şükranlarımı sunarım. Ümit ederim önümüzdeki yıllarda farklı katılımcılar ve daha çağdaş işler görme şansımız olacaktır.
Bir kişisel teşekkür: Borcumu bu sayfadan paylaşmak isterim: Bangladesh’in başkenti Dhaka’da; Asya, Avrupa, Afrika ve Pasifik Bölgesi’nden elliye yakın ülkenin katılımı ile bu yıl onaltıncısı gerçekleştirilecek olan Asya Bienali’ne jüri üyesi olarak seçilmem nedeniyle değişik yollarla tebriklerini ileten; hocalarımdan öğrencilerime, ailemden arkadaşlarıma, idarecilerimden idare ettiklerime, kendi veya kalbi yakın herkese çok teşekkür ederim.
Eğitim alın, yenilenin, sanata yakın kalın…
Kıbrıs Postası, YAKINDAN SANAT köşe yazısı no:54
17 Kasım 2014, Pazar, Lefkoşa
Yakın Doğu Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin düzenlemekte olduğu “Uluslararası Resim Çalıştayı” şu sanatçılarla sürüyor: Adi Atassi, Alaybey Karoğlu, Avni Behluli, Basri Erdem, Birsen Çeken, Erol Yıldır, Ethem Baymak, Feridun Işıman, Gönen Atakol, Gültekin Akengin, Hikmet Uluçam, İnci Kansu, Jonal Buenafe, Khaldoon Daoud, Mirjana Shqiptare, Mirsada Baljic, Momunbek Akmatkulov, Mustafa Arapi, Mustafa Hastürk, Nihat Kürkçüoğlu, Nurhayat Erdem, Sinan Yasdıman, Zharko Jakimovski, Zuhal Arda.
Bu nedenle de bugünkü yazımın ana konusu, yine ve yeniden çalıştay!
Çalıştaya katılan ustalarla sohbetlerimizde, çalıştayların son yıllarda gittikçe ve yeniden kendine geniş hareket alanı bulmakla beraber, öyle çok da yeni organizasyonlar olmadığı konusunda hemfikir olduğumuzu gördüm. Şöyle bir geriye doğru bakınca; “sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” diyen Atatürk’ün talimatıyla, Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında sanat aracılığıyla, Anadolu’nun aydınlanması için devlet tarafından yürütülen çabaları hatırlamakta da yarar vardır. O yılların sosyal ve ekonomik sorunlarına karşın, sanatın her alanından “isim yapmış” kişiler tüm masrafları devlet tarafından karşılanmak suretiyle değişik illere sanatlarını icra etmek üzere gönderilirler. Örneğin; hem gittikleri yerlerin resimlerini yaparlar, hem de heveslilerine “okulun” yolunu gösterirler. İşte bu öncülerin yaptıkları resimler, devletin himayesinde müzelere alınır ve sergilenir.
Parantez içinde sormanın bir sıkıntı oluşturmayacağına inanarak; bugünlerde artık hukuki bir boyut kazanmış olması nedeniyle basını meşgul eden, Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi’nden “kaybolan” resimler arasında o dönemden eserler var mı acaba?
Ethem Baymak, Sovyetler döneminde gerçekleştirilen sanat kolonilerinin amaçlarından birinin; sanat üreticilerinin-ustalarının devlet destekli olarak, farklı bölgelerde bir araya gelip, o bölgede meraklı ve yetenekli çocuklara sanatı sevdirmek olduğunu söyledi. Başka bir amacın da, ortaya çıkan çalışmalardan oluşan kent müzelerinin kurulması olduğuydu hocanın söylediği. Sanata ve kültüre yön vermek, toplumsal bellek oluşturmak ve kentin marka değerine katkı koymak elbette ki bu tür organizasyonların diğer amaçları olarak sıralanıyordu, Ethem Baymak’in Kosova’dan taşıyıp bizimle paylaştığı deneyimleri arasında.
Elbette ki tüm katılımcıların, genç veya deneyimli hepsinin, okuyabilen için birer yaşayan kitap özelliği taşıdığına inanıyorum. Çalıştay içinde; Öğt.Gör. Nurhayat Erdem’in “baskı resim” etkinliğinde; öğrencilerimiz ve isteyenler “baskı” yapma şansını buldular. Prof.Dr. Alaybey Karoğlu’nun moderatörlüğünde katılımcılarla gerçekleştirilen “Güncel Sanat” söyleşisi ve deneyimsel paylaşımlar ile de, orada olan herkes, o yaşayan kitaplardan bir şeyler öğrendiler.
Fakültemizin kuruluşundan beri neredeyse tüm etkinliklerimize katılıp bize destek veren YDÜ Rektör Yardımcımız Sayın Prof.Dr. Şenol Bektaş’ın ustalarla, katılımcılarla yaptığı sohbetlerinden; gerçekleştirmekte olduğumuz bu ilk resim çalıştayının başarısını tahmin etmek zor değil! Okyanusu geçip derede boğulmadan böylesi önemli ve güçlü uluslararası bir organizasyon gerçekleştirmek de, kolay değil. Çünkü ve araştırdığım kadarı ile KKTC’de bu boyutlu bir “resim çalıştayı” daha önce gerçekleştirilmemiş. Çalıştayda ortaya çıkan eserler; 18 Kasım Salı günü, saat 11:00’de, YDÜ Hastanesi Sergi Salonunda açılacak sergi ile sanatseverlerin izlenimine sunulacak.
Şunu da belirteyim ki; bu çalıştay ile, Yakın Doğu Üniversitesi’nin himayesinde bir ilk’e daha imza atarak, adadaki kültür sanata katkı koymak misyonumuzu yerine getirmekte olmanın kıvancını yaşıyoruz.
Üniversitelerin büyüklüğünün sadece bilim ile değil; sahip olduğu müze, galeri, salon ve sanat eserleri ile de ölçüldüğü bir dünyada; oluşturduğumuz ve oluşturmaya devam ettiğimiz değerlere sahip çıkılmasının motivasyonumuzu etkilediğini bir kere daha belirtmek isterim. Üniversitemizin marka değerine; kişisel ve kurumsal olarak, alanımız açısından her geçen yıl yeni açılımlarla artı katmak, bizleri ayrıca mutlu etmektedir. Etkinliklerimizi ve çalışmalarımızı gerçekleştirme içerikli veya bu çalıştay kapsamındaki teşekkürlerimi haftaya paylaşacağım.
Bir eleştiri: Benim de ikinci kere katılımcıları arasında bulunduğum; KKTC Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı, Kültür Dairesi Müdürlüğü’nün düzenlediği Cumhuriyet Sergisi’ne ilişkindir eleştirim! Afişten anladığım kadarı ile sergilenenler arasında üç fotoğraf, iki illüstrasyon, bir enstalasyon, bir baskı resim ve toplamda sanırım otuzdan fazla çalışma olacak. Sergi, geçen yıl “Cumhuriyet Resim Sergisi” olarak adlandırılmıştı. İsmin sınırlayıcılığından kaynaklı düşüncelerimi özellikle sergi açılışı sırasında yetkililere iletmiştim. Bu yıl “Cumhuriyet Sergisi” olarak isminin değiştirilmesi çok da iyi olmuş. Böylece; kapsam genişlediği için, plastik sanatların, ya da estetik kaygılı üretim yapılan resim dışındaki klasik alanların da sergilenme şansı olabilirdi. Olabilirdi dedim çünkü; geçen yıl ismin kapsamı nedeniyle heykel çalışmaları yoktu, sanırım heykel bu yıl da yok.
Ayrıca, günümüz olanak ve koşullarında yaygınlaşan yenimedya gibi çoklu yöntemlerin birlikte kullanıldığı çalışmaların da sergiye dahil edilmesi isim değişikliği ile mümkündü. Bu, gençlerin teşvik edilmesi açısından da önemliydi. Serginin ismi bu yıl değişmekle beraber, katılımcı isimler ve afişteki görüntülerin nerede ise “tekrarı”, geçen yıla göre durumun pek değişmediğini göstermektedir. Bu tekrar; sergiye katılmayanların neden katılmadıklarının da değerlendirilmesi açısından pek çok soruyu cevaplıyor gibi!
Yine de; serginin bir organizasyon olarak sürekliliğini sağlayan ve emeği geçenlere şükranlarımı sunarım. Ümit ederim önümüzdeki yıllarda farklı katılımcılar ve daha çağdaş işler görme şansımız olacaktır.
Bir kişisel teşekkür: Borcumu bu sayfadan paylaşmak isterim: Bangladesh’in başkenti Dhaka’da; Asya, Avrupa, Afrika ve Pasifik Bölgesi’nden elliye yakın ülkenin katılımı ile bu yıl onaltıncısı gerçekleştirilecek olan Asya Bienali’ne jüri üyesi olarak seçilmem nedeniyle değişik yollarla tebriklerini ileten; hocalarımdan öğrencilerime, ailemden arkadaşlarıma, idarecilerimden idare ettiklerime, kendi veya kalbi yakın herkese çok teşekkür ederim.
Eğitim alın, yenilenin, sanata yakın kalın…
No comments:
Post a Comment