Kıbrıs Postası, YAKINDAN SANAT köşe yazısı no:79
Bu haftaki yazımın iki konusu var. Birincisi konusu: Yalova’da düzenlenen final grubunda ikinci gelerek Türkiye Kadınlar Basketbol 1.Ligi’ne yükselen Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kadın Basketbol takımının büyük başarısı. İkincisi Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinin (GSTF) bu yıl 11-18 Mayıs tarihleri arasında altıncısını düzenleyeceği Uluslararası Sanat Akademisi AKADEMİADA!
Geçen yılki yazılarımda dedikodu sonuçlu, temeli cehalete dayanan konuşmaların rahatlıkla kıvrılabileceği alanlar olarak, konuşanların kendilerine sanat, spor, sağlık ve siyaset başlıklı konuları seçtiklerine tanıklık etmenin dayanılmaz sıkıntılarını defalarca irdelemiştim. Son yazılarımda da bunu “evinin salonundaki evlilik fotoğrafını sanat eseri sanan kişinin” sanatı değerlendiremeyeceği anlamına gelen cümleler paylaşmıştım. Bundan hareketle; YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan S. Günsel’in, “akvaryumda değil, okyanusta yüzülebileceğinin bir göstergesi” diye tanımladığı YDÜ’nün basketbol başarısı hakkında YDÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Hakan Atamtürk de “kazanılan başarının en güzel tarifinin tarih yazmak olduğunu” ifade etmiş. Hayatı boyunca baskette 12’den az sayı kaydetmiş biri olarak sözü; http://duyuru.neu.edu.tr/?p=93424 adresinde ve 6 Mayıs 2015’de Havadis Gazetesi’nde de yayınlanan yazısı ile bir spor insanına bırakıyorum: Yrd.Doç.Dr. Nazım Serkan Burgul’un “YDÜ ve Hakediş” yazısı. Kendisine teşekkürlerimle virgülüne dokunmadan:
“Progress” kelimesi artık canlı’daki spor dilimize de girmiş durumda; Türkçe tam karşılığı yok ama meâli özetle “ilerleme ve gelişmedeki hakediş”i ifâde ediyor. Bildik diğer sektörel süreçlerde olduğu gibi spordaki tepe yönetimi de; önce konuyu planlar, sonra onu örgütleyip yönetmeye başlar. E süreç esnasında da koordinasyonu sağlayıp, planlanan hedefe ulaşmaya çalışır. İşte, amaca ulaşmadaki en önemli unusur da mâlum tepe yönetimidir biz’ce. Toplamda 11 şampiyonlukla NBA tarihinin en çok şampiyonluk yaşayan efsane koç Phil Jackson bir demecinde; “Gerçek şampiyonlar yönetimlerdir” demişti. Usta haklı, sporcuyu da, teknik heyeti de başarıya güdüleyen tepe yönetimidir; Mâlum, geçen hafta işbu sürecin tümünün aynısının tıpkısını Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) merkezinde yaşadık. Az buz değil, kadın basketbol takımımız artık gelecek sezon ‘endüstriyel basketbol’un bir üyesi olarak Türkiye Kadınlar Basketbol 1’nci ligi’nde rakiplerine meydan okuyacak. E bu başarı bir tesadüf müdür? Asla! Geçen akşam terfi final maçına canlı şahitlik eden basketbol yazarı sevgili Tonguç Kotak dostum duygu ve düşüncelerini bizlere aktarırken, hafızamız bizi taa ‘kuruluş’a götürdü; 1988 öncesi Lefkoşa’dan Dikmen’e giderken soldaki çorak araziye Koçero Tepeleri denirdi. Daha çok avcıların ve çobanların merkeziydi. O tepelerde özellkle tilkiler, keklikler ve de tavşanlar cirit atar; meraklıları da ayrelli ve de mantar toplamaya giderdi. İşte, o bölgede artık sosyal fayda ve de hizmet sağlayan ve de uluslarüstü kurumlar nezdinde haklı ödüllere doymayan bir kamu üniversitesi var artık; Yakın Doğu Üniversitesi için az önce “Kamu üniversitesi” dedik zira 20 yıldır bu ailenin ferdi olan bendenizin, kurum içerisinde “özel sektöre”e ilişkin esnek olmayan ve de keskin ekonomik yaptırımlarını veya “vakıf”a ilişkin hantal ve de objektif olmayan bir siyasi yapılanmayı ne gördük, ne de hissettik. İşte sırf bu yüzden kurumun dokusunu târif ederken her daim “Yakın Doğu Üniversitesi bir kamu üniveristesidir” deriz hep.Bu kurum tüm tesisleri ve de kaliteli insan kaynağıyla Kıbrıs Türk Toplumu’nun sosyal fayda, sağlık ve de eğitimine servis edildiği apaçık ortada. E bu merkezde de üniversitenin spordaki ilk gözağrısıydı basketbol takımımız. Bu takım temsilyeti ile üniversitemiz Türkiye’nin birçok ilinde, çok etkili ve de verimli bir biçimde kendi vizyonunu hedef kitleye tanıttı. İşte bu vizyonda bugünkü Türkiye Kadınlar Basketbol 1. Ligi de vardı ve sonunda hedefe ulaşıldı. 25 yıl boyunca basketbola yapılan yatırımlar sayesinde şimdilerde özelde YDÜ camiası ve basketbol severler, geneldeyse tüm ada halkı bu haklı gururu yaşıyor. Kıbrıs Türk Toplumu açısında Kıbrs Türk Cemaat Meclisi binasında kurulan dersaneden, bugünkü yerleşkesinde yatay ve de dikey büyümenin uluslar üstü büyüme, gelişim ve de dönüşümünün en güzel emsâlini yaşıyoruz. YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel hocamızın “Ada’lı olup da, kıtalı gibi yaşamak” bu olsa gerek. YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Doç. Dr. İrfan Suat Günsel nezdinde de tüm çalışanlarıyla üç kuşaktır bu esere ilişkin gururu hisseden ve de bu gururla dönüşüme katkı koyanlara çok teşekkürler ve de bin selam olsun. Sonuçta basketbola yapılan yatırımlar “hakediş”in diğer bir adı oldu. Bir kez daha kutlarız. Haa, bu arada gelecek sezon Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Abdullah Gül Üniversitesi gibi Türkiye Kadınlar Basketbol 1’nci Ligi’nin üst düzey performanslarını ağırlayacağız. Biz orda olacağız, sizi de bekleriz.”
Bize de sporcularımıza başarılar dilemek kalıyor…
Buradan, bilerek ikinci sıraya aldığım başka bir başarı öyküsüne geçelim. AKADEMİADA!
Aksaray Üniversitesindeki Rektörlük makamında eski Rektör Prof.Dr. Necdet Sağlam ile konuşma sürecinden bugünlere gelişin, en küçük oluşum yada organizasyonuna emek vermiş birisi sıfatı ile ikinci sıraya aldım konuyu. Yoksa heyecanım veya AKADEMİADA’nin büyüklüğünü kıyasladığım için değil.
İki gün önce bir basın toplantısı yaptık. Sağ olsun YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan Günsel her zaman olduğu gibi yanımızdaydı. Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Akademiada Yürütme Kurulu Başkanı olarak ben ve GSTF Dekan Vekili Doç.Dr. Erdal Aygenç’in katılımıyla bu toplantıyı yaptık. Toplantıda söylediklerimizi “kısaca” paylaşıyorum:
Doç.Dr. İrfan S.Günsel konuşmasında; “3 gün önce uzun bir aradan sonra adaya özlemle, mutlulukla, başarıyla ve gururla döndük. Bugün ise sanatta başka bir başarının, bir başka değerin 6’ncısının başlangıcını müjdelemek üzere karşınızdayız: Akademiada! Akademiada, üniversitemizin sanat faaliyetlerinin en önde gelenlerinden bir tanesi. Akademiada 6 yılda binin üzerinde öğrencinin katıldığı; heykel, seramik, resim ve diğer sanatsal ürünlerin üniversitemizin ve kampüsümüzün değişik yerlerine değer kattığı çok renkli ve sanatsal bir etkinlik. Sanata ve Spora üniversitemizin en az eğitime verdiği kadar önem verdiğimizi, bu tür faaliyet, etkinlik ve yarışmaları düzenlememizin sebebinin bu olduğunu vurgulamak istiyorum. Bize göre; eğitim ve öğretim hayatı, sanat ve sporla birlikte düşünülmelidir” dedi.
Akademiada Yürütme Kurulu Başkanı olarak ben ise; “bir büyük sanatsal etkinliği daha YDÜ’nün büyüklüğüne yakışır bir şekilde gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu etkinliği buraya kadar getirebilmemiz nedeniyle ve öncelikle Kurucu Rektörümüz Dr. Suat İ. Günsel’e ve Mütevelli Heyeti Başkanımız Doç.Dr. İrfan S.Günsel’e destek ve himayelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Üniversitemizin sadece sanatsal değil; bilim, teknoloji, spor ve akademinin her alanda gösterdiği başarı, bu himaye sayesinde olmaktadır. Yaşadığımız örneklerle; bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyoruz. Akademiada büyük bir organizasyon, Akademiada’ya şimdiye kadar 24 farklı üniversite’den; yerli, yabancı 1000 den fazla öğrenci katılmış. Bu da bizim fakültemizin kuruluş misyonunda da belirttiğimiz gibi; adadaki kültür ve sanata katkı koyma hedeflerimizi başarıyla gerçekleştiriyor olduğumuzun bir göstergesidir” dedim.
GSTF Dekan Vekili Doç.Dr. Erdal Aygenç ise; “34’ü yurt dışından toplam 52 katılımcı 7 gün boyunca YDÜ GSTF’nin resim, heykel, seramik ve grafik tasarım atölyelerinde üretim-paylaşım süreci yaşayacaklar. Giderek kurumsallaşan, büyük heyecan yaratan ve adanın en büyük sanat etkinliklerinden birine dönüşen Akademiada’ya bu denli bir talebin olması gurur verici. Her yıl alanında uzman ve yetkin usta sanatçıların atölye sorumluluklarını yürüttüğü etkinlikte bu yıl resim atölyesini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Doç. Musa Köksal; seramik atölyesini Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Melahat Altundağ; grafik atölyesini YDÜ’den Yrd.Doç. Erdoğan Ergün; heykel atölyesini ise Mersin Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Metin Şen yürütecekler.
Akademiada-6’da ayrıca; GSTF’nin tüm öğretim elemanları da etkin olarak görev alacaklar” dedi.
YDÜ GSTF Resim Çalıştayından da tecrübelerimle sabittir; böylesi etkinliklerin emek verenleri her zaman takdiri hak ederler: Yrd.Doç.Dr. Murat Tüzünkan, Menteş Haskasap, Ahmet Savaşan, Çağın Perçinci…
“Biz orada, AKADEMİADA’da olacağız, sizi de bekleriz.”
Eğitim alın, spor yapın, sanata yakın kalın…
Bu haftaki yazımın iki konusu var. Birincisi konusu: Yalova’da düzenlenen final grubunda ikinci gelerek Türkiye Kadınlar Basketbol 1.Ligi’ne yükselen Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Kadın Basketbol takımının büyük başarısı. İkincisi Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinin (GSTF) bu yıl 11-18 Mayıs tarihleri arasında altıncısını düzenleyeceği Uluslararası Sanat Akademisi AKADEMİADA!
Geçen yılki yazılarımda dedikodu sonuçlu, temeli cehalete dayanan konuşmaların rahatlıkla kıvrılabileceği alanlar olarak, konuşanların kendilerine sanat, spor, sağlık ve siyaset başlıklı konuları seçtiklerine tanıklık etmenin dayanılmaz sıkıntılarını defalarca irdelemiştim. Son yazılarımda da bunu “evinin salonundaki evlilik fotoğrafını sanat eseri sanan kişinin” sanatı değerlendiremeyeceği anlamına gelen cümleler paylaşmıştım. Bundan hareketle; YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan S. Günsel’in, “akvaryumda değil, okyanusta yüzülebileceğinin bir göstergesi” diye tanımladığı YDÜ’nün basketbol başarısı hakkında YDÜ Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Hakan Atamtürk de “kazanılan başarının en güzel tarifinin tarih yazmak olduğunu” ifade etmiş. Hayatı boyunca baskette 12’den az sayı kaydetmiş biri olarak sözü; http://duyuru.neu.edu.tr/?p=93424 adresinde ve 6 Mayıs 2015’de Havadis Gazetesi’nde de yayınlanan yazısı ile bir spor insanına bırakıyorum: Yrd.Doç.Dr. Nazım Serkan Burgul’un “YDÜ ve Hakediş” yazısı. Kendisine teşekkürlerimle virgülüne dokunmadan:
“Progress” kelimesi artık canlı’daki spor dilimize de girmiş durumda; Türkçe tam karşılığı yok ama meâli özetle “ilerleme ve gelişmedeki hakediş”i ifâde ediyor. Bildik diğer sektörel süreçlerde olduğu gibi spordaki tepe yönetimi de; önce konuyu planlar, sonra onu örgütleyip yönetmeye başlar. E süreç esnasında da koordinasyonu sağlayıp, planlanan hedefe ulaşmaya çalışır. İşte, amaca ulaşmadaki en önemli unusur da mâlum tepe yönetimidir biz’ce. Toplamda 11 şampiyonlukla NBA tarihinin en çok şampiyonluk yaşayan efsane koç Phil Jackson bir demecinde; “Gerçek şampiyonlar yönetimlerdir” demişti. Usta haklı, sporcuyu da, teknik heyeti de başarıya güdüleyen tepe yönetimidir; Mâlum, geçen hafta işbu sürecin tümünün aynısının tıpkısını Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) merkezinde yaşadık. Az buz değil, kadın basketbol takımımız artık gelecek sezon ‘endüstriyel basketbol’un bir üyesi olarak Türkiye Kadınlar Basketbol 1’nci ligi’nde rakiplerine meydan okuyacak. E bu başarı bir tesadüf müdür? Asla! Geçen akşam terfi final maçına canlı şahitlik eden basketbol yazarı sevgili Tonguç Kotak dostum duygu ve düşüncelerini bizlere aktarırken, hafızamız bizi taa ‘kuruluş’a götürdü; 1988 öncesi Lefkoşa’dan Dikmen’e giderken soldaki çorak araziye Koçero Tepeleri denirdi. Daha çok avcıların ve çobanların merkeziydi. O tepelerde özellkle tilkiler, keklikler ve de tavşanlar cirit atar; meraklıları da ayrelli ve de mantar toplamaya giderdi. İşte, o bölgede artık sosyal fayda ve de hizmet sağlayan ve de uluslarüstü kurumlar nezdinde haklı ödüllere doymayan bir kamu üniversitesi var artık; Yakın Doğu Üniversitesi için az önce “Kamu üniversitesi” dedik zira 20 yıldır bu ailenin ferdi olan bendenizin, kurum içerisinde “özel sektöre”e ilişkin esnek olmayan ve de keskin ekonomik yaptırımlarını veya “vakıf”a ilişkin hantal ve de objektif olmayan bir siyasi yapılanmayı ne gördük, ne de hissettik. İşte sırf bu yüzden kurumun dokusunu târif ederken her daim “Yakın Doğu Üniversitesi bir kamu üniveristesidir” deriz hep.Bu kurum tüm tesisleri ve de kaliteli insan kaynağıyla Kıbrıs Türk Toplumu’nun sosyal fayda, sağlık ve de eğitimine servis edildiği apaçık ortada. E bu merkezde de üniversitenin spordaki ilk gözağrısıydı basketbol takımımız. Bu takım temsilyeti ile üniversitemiz Türkiye’nin birçok ilinde, çok etkili ve de verimli bir biçimde kendi vizyonunu hedef kitleye tanıttı. İşte bu vizyonda bugünkü Türkiye Kadınlar Basketbol 1. Ligi de vardı ve sonunda hedefe ulaşıldı. 25 yıl boyunca basketbola yapılan yatırımlar sayesinde şimdilerde özelde YDÜ camiası ve basketbol severler, geneldeyse tüm ada halkı bu haklı gururu yaşıyor. Kıbrıs Türk Toplumu açısında Kıbrs Türk Cemaat Meclisi binasında kurulan dersaneden, bugünkü yerleşkesinde yatay ve de dikey büyümenin uluslar üstü büyüme, gelişim ve de dönüşümünün en güzel emsâlini yaşıyoruz. YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel hocamızın “Ada’lı olup da, kıtalı gibi yaşamak” bu olsa gerek. YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Doç. Dr. İrfan Suat Günsel nezdinde de tüm çalışanlarıyla üç kuşaktır bu esere ilişkin gururu hisseden ve de bu gururla dönüşüme katkı koyanlara çok teşekkürler ve de bin selam olsun. Sonuçta basketbola yapılan yatırımlar “hakediş”in diğer bir adı oldu. Bir kez daha kutlarız. Haa, bu arada gelecek sezon Galatasaray Odeabank, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Abdullah Gül Üniversitesi gibi Türkiye Kadınlar Basketbol 1’nci Ligi’nin üst düzey performanslarını ağırlayacağız. Biz orda olacağız, sizi de bekleriz.”
Bize de sporcularımıza başarılar dilemek kalıyor…
Buradan, bilerek ikinci sıraya aldığım başka bir başarı öyküsüne geçelim. AKADEMİADA!
Aksaray Üniversitesindeki Rektörlük makamında eski Rektör Prof.Dr. Necdet Sağlam ile konuşma sürecinden bugünlere gelişin, en küçük oluşum yada organizasyonuna emek vermiş birisi sıfatı ile ikinci sıraya aldım konuyu. Yoksa heyecanım veya AKADEMİADA’nin büyüklüğünü kıyasladığım için değil.
İki gün önce bir basın toplantısı yaptık. Sağ olsun YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan Günsel her zaman olduğu gibi yanımızdaydı. Mimarlık Fakültesi Dekanı ve Akademiada Yürütme Kurulu Başkanı olarak ben ve GSTF Dekan Vekili Doç.Dr. Erdal Aygenç’in katılımıyla bu toplantıyı yaptık. Toplantıda söylediklerimizi “kısaca” paylaşıyorum:
Doç.Dr. İrfan S.Günsel konuşmasında; “3 gün önce uzun bir aradan sonra adaya özlemle, mutlulukla, başarıyla ve gururla döndük. Bugün ise sanatta başka bir başarının, bir başka değerin 6’ncısının başlangıcını müjdelemek üzere karşınızdayız: Akademiada! Akademiada, üniversitemizin sanat faaliyetlerinin en önde gelenlerinden bir tanesi. Akademiada 6 yılda binin üzerinde öğrencinin katıldığı; heykel, seramik, resim ve diğer sanatsal ürünlerin üniversitemizin ve kampüsümüzün değişik yerlerine değer kattığı çok renkli ve sanatsal bir etkinlik. Sanata ve Spora üniversitemizin en az eğitime verdiği kadar önem verdiğimizi, bu tür faaliyet, etkinlik ve yarışmaları düzenlememizin sebebinin bu olduğunu vurgulamak istiyorum. Bize göre; eğitim ve öğretim hayatı, sanat ve sporla birlikte düşünülmelidir” dedi.
Akademiada Yürütme Kurulu Başkanı olarak ben ise; “bir büyük sanatsal etkinliği daha YDÜ’nün büyüklüğüne yakışır bir şekilde gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu etkinliği buraya kadar getirebilmemiz nedeniyle ve öncelikle Kurucu Rektörümüz Dr. Suat İ. Günsel’e ve Mütevelli Heyeti Başkanımız Doç.Dr. İrfan S.Günsel’e destek ve himayelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Üniversitemizin sadece sanatsal değil; bilim, teknoloji, spor ve akademinin her alanda gösterdiği başarı, bu himaye sayesinde olmaktadır. Yaşadığımız örneklerle; bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyoruz. Akademiada büyük bir organizasyon, Akademiada’ya şimdiye kadar 24 farklı üniversite’den; yerli, yabancı 1000 den fazla öğrenci katılmış. Bu da bizim fakültemizin kuruluş misyonunda da belirttiğimiz gibi; adadaki kültür ve sanata katkı koyma hedeflerimizi başarıyla gerçekleştiriyor olduğumuzun bir göstergesidir” dedim.
GSTF Dekan Vekili Doç.Dr. Erdal Aygenç ise; “34’ü yurt dışından toplam 52 katılımcı 7 gün boyunca YDÜ GSTF’nin resim, heykel, seramik ve grafik tasarım atölyelerinde üretim-paylaşım süreci yaşayacaklar. Giderek kurumsallaşan, büyük heyecan yaratan ve adanın en büyük sanat etkinliklerinden birine dönüşen Akademiada’ya bu denli bir talebin olması gurur verici. Her yıl alanında uzman ve yetkin usta sanatçıların atölye sorumluluklarını yürüttüğü etkinlikte bu yıl resim atölyesini Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Doç. Musa Köksal; seramik atölyesini Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Melahat Altundağ; grafik atölyesini YDÜ’den Yrd.Doç. Erdoğan Ergün; heykel atölyesini ise Mersin Üniversitesi’nden Yrd.Doç. Metin Şen yürütecekler.
Akademiada-6’da ayrıca; GSTF’nin tüm öğretim elemanları da etkin olarak görev alacaklar” dedi.
YDÜ GSTF Resim Çalıştayından da tecrübelerimle sabittir; böylesi etkinliklerin emek verenleri her zaman takdiri hak ederler: Yrd.Doç.Dr. Murat Tüzünkan, Menteş Haskasap, Ahmet Savaşan, Çağın Perçinci…
“Biz orada, AKADEMİADA’da olacağız, sizi de bekleriz.”
Eğitim alın, spor yapın, sanata yakın kalın…