Uğurcan Akyüz
Kıbrıs Postası, YAKINDAN SANAT köşe yazısı no:50
19 Ekim 2014, Pazar, Lefkoşa
Hoşbulduk! Bulutlar karşıladı beni. Dokuz yıldan beri aramızda ilginç ve dostane bir ilişki olan Kıbrıs’ın bulutları karşıladı beni. Görsel kayıtlarımda binlercesini arşivlediğim bulutlar. İnanırım ki yazılı kayıtlarımda kendilerini görmek için de sabırsızlanırlar!
İki Pazar gününü de kapsayan yaklaşık oniki gün sonra adaya dönüşümde Karpaz yönünden alçalırken uçak Ercan’a doğru, Dillirga havasındaydı bulutların geçişleri. Bir telaş bir heyecan… Ha bir de sanki, suç işlemiş de kaçar gibiydiler! Oysa rüzgar ile bulutların yön değişimi doğaldır, insanınki muamma!
Ercan’a indiğimde; iklim değişikliği, mevsim değişikliği ve siyasi hareketlilik nedenleriyle oluşmuş sosyal sarmalda; yılların birikimiyle önü tıkalı “su”, kendi baskınlarını yaparak hafızasını umursamadığı topluma bir ders daha veriyordu... Yazmak istedim:
Her ciddi yağmur sonrası özellikle Lefkoşa ve Mağosa’da ortaya çıkan felaketi durumlar, dokuz yıldır neredeyse aynı seyri izliyor. İstikrarlı bir seyirdir bu aslında! Çarpık veya plansız yapılaşma, coğrafi ve diğer ekolojik mazeretleri de içine katarak oluşan su baskınının şiddeti aynıdır. Aynı istikrar siyasette ve tepkisel durumu da, sosyal medyada görülmez! Daha önceleri sosyal medyayı da sel alırdı, fotoğraflar, filmler, karikatür ve “özlü” sözler…
Son yağmurlarda ise durum oldukça farklıydı. Müthiş bir tolerans vardı yerel yöneticilere! Tercihler devredeydi tüm “hoşgörüsüyle”!
Sosyal medyada; sel çamurlarından evini, arabasını kurtarmaya çalışanların “enstalasyon değil bu” diye fısıltıyla karışık, bireysel çığlıkları yankılanıyordu… Veeee sevdiğim bir arkadaşımın yorumu: “Harika bir yağmurdan sonra, hafiflemiş bir gök ve berrak bir hava...”
Doğal, ya da insani olaylara tepkiler koltuğa oturana göre değişiyorsa, o değişen tepkilerin samimiyetini en iyi sahipleri bilir inancındayım. Yine inancıma göre entelektüel düzeyi yüksek bir toplumda, toplumsal hafızanın da sağlıklı çalışması gerekir beklentisindeyim.
Bekli de can kaybı olmadığı için mi kimse durumu pek ciddiye almaz; diye düşünürken, bir yerel yöneticinin demeci, seli durdurucu, çamuru süpürücü, sorunu çözücü nitelikteydi: “…bunları çözmek için göreve geldik, tüm eleştiri, iğneleme ve siyasi söylemleri doğal karşılıyorum, umarım önümüzdeki yıllarda sorunu azaltarak ilerleyebiliriz."
Bana göre böyle bir demeç vermek sanattır! Kimilerine göre siyaset de sanattır! Öyleyse biz de bulutları, yağmuru, çamuru bir tarafa bırakarak, buradan gerçek sanata geçelim!
Kuruluşundan bu yana, ulusal ve uluslararası platformlarda geniş yankı uyandıran, pek çok sanatsal ve kültürel etkinliğe imza atan Yakın Doğu Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin 11-19 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenleyeceği “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” bugünkü yazımın “sanat” konusu olsun!
Çalıştaya yurtdışından; Arnavutluk, Belarus, Bosna-Hersek, Filipinler, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Moldova, Yunanistan, İspanya ve Türkiye’den onbeş sanatçı davet edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ise 1935-1950 yılları arasında doğmuş olanlardan, davetimizi kabul eden on usta, deneyimli sanatçı ile etkinliği gerçekleştireceğiz. Elbette etkinlik süresince resim sanatına ilgi duyan herkese kapılarımız açık olacak. Özellikle KKTC’deki tüm öğrencilerimizin, eğitim gördükleri alan sanat ve veya tasarım olsun olmasın hepsinin öğrenecekleri çok şey olduğuna inanıyorum. Alacakları küçük bir estetik dersi, hafızalarına kazınacak bir renk, bir şekil mutlaka olacaktır.
YDÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin organize edip gerçekleştirdiği AKADEMİADA etkinliği sonrası yazdığım bir yazıda: “Sorumluluklar başarıyla taçlanınca ortaya çıkan sonuca bakıp da keyif almamak mümkün mü? İçinde bulunduğumuz akademik ortam ve yapılan sanatsal işler “üniversiter bir bütünün” parçası niteliğinde ve ona ivme kazandıran artılar olunca, paylaşımın adı elbette evrensel başarı olacaktır… Heyecan, doğru strateji, öngörü ve güç ile YDÜ çatısı altında daha nice başarıların yaşanacağından kuşkum yok…” demişim. Böylesi güçlü ve karalı bir vizyona sahip Fakültenin “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” ile, bu başarılarına bir yenisini daha eklemesi sürpriz olmasa gerek!
2014-15 Akademik yılında öğretim kadrosunu yeni elemanlarla ve araştırma görevlileriyle daha da güçlendiren YDÜ GSTF, “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” etkinliği ile KKTC’nin sanat ve tasarım alanlarında lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde YÖDAK ve YÖK onaylı eğitim veren ilk ve tek akademik kurumu olma özelliğine bir yenisini daha ekleyecektir. En üretken, en aktif Fakülte! (Umarım sayfa editörü o güçlü kadrodan küçük bir fotoğrafı sizlerle paylaşmamızı sağlar!)
YDÜ çatısı altında geçenlerde açılan KKTC’deki “sporun mabedi” sloganını fazlasıyla hak eden “RA25 Spor Salonu” örneğinden hareketle; önümüzdeki süreçte, yine YDÜ çatısı altında “sanatın mabedi” bir sanat müzesine de kavuşacağımızdan kuşkum yok. O müzenin duvarında küçük bir taş olacak “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” ile biz, çabalamalarımızı gerçeğe dönüştürmede hızla yol alıyoruz inancındayım. Bu yıl beşincisini gerçekleştirdiğimiz AKADEMİADA Uluslararası Sanat Akademisi ve diğer etkinliklerimizden kazandığımız deneyim, “MÜZE” sahibi olma konusunda da bizleri “yeterli” kılmaktadır. Ayrıca; daha önce Müze Müdürü olarak görev yaptığım Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi’ndeki görevim sırasında müzeye kazandırdıklarım ve rakamlar, kayıtlarda mevcuttur!
Sanat ve tasarım alanındaki; hem uygulamalar hem de yazısal birikimimi, şimdi burada, YDÜ’nün çatısı altında ve üniversite yönetiminden tam destek alarak “akademinin yararına” kullanmaktan da büyük bir keyif aldığımı ifade edeyim. Çünkü; daha önceki etkinlik önerilerimizi götürdüğümüzde olduğu gibi, bu sefer de “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” önerimize aynı “himayeyi” görünce bir kere daha doğru adreste olduğumu hissettiğimi belirtmek isterim. Bu nedenle; YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel’e ve YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan S. Günsel’e minnettarım.
YDÜ Sanat Müzesinin envanterine; çalıştayda ortaya çıkacak eserlerin de, kayıtlı halini gördüğümüzde hepimiz bir kere daha mutlu olacağız!
Bir müzemiz olsun!
Eğitim alın, sanata yakın kalın…
Kıbrıs Postası, YAKINDAN SANAT köşe yazısı no:50
19 Ekim 2014, Pazar, Lefkoşa
Hoşbulduk! Bulutlar karşıladı beni. Dokuz yıldan beri aramızda ilginç ve dostane bir ilişki olan Kıbrıs’ın bulutları karşıladı beni. Görsel kayıtlarımda binlercesini arşivlediğim bulutlar. İnanırım ki yazılı kayıtlarımda kendilerini görmek için de sabırsızlanırlar!
İki Pazar gününü de kapsayan yaklaşık oniki gün sonra adaya dönüşümde Karpaz yönünden alçalırken uçak Ercan’a doğru, Dillirga havasındaydı bulutların geçişleri. Bir telaş bir heyecan… Ha bir de sanki, suç işlemiş de kaçar gibiydiler! Oysa rüzgar ile bulutların yön değişimi doğaldır, insanınki muamma!
Ercan’a indiğimde; iklim değişikliği, mevsim değişikliği ve siyasi hareketlilik nedenleriyle oluşmuş sosyal sarmalda; yılların birikimiyle önü tıkalı “su”, kendi baskınlarını yaparak hafızasını umursamadığı topluma bir ders daha veriyordu... Yazmak istedim:
Her ciddi yağmur sonrası özellikle Lefkoşa ve Mağosa’da ortaya çıkan felaketi durumlar, dokuz yıldır neredeyse aynı seyri izliyor. İstikrarlı bir seyirdir bu aslında! Çarpık veya plansız yapılaşma, coğrafi ve diğer ekolojik mazeretleri de içine katarak oluşan su baskınının şiddeti aynıdır. Aynı istikrar siyasette ve tepkisel durumu da, sosyal medyada görülmez! Daha önceleri sosyal medyayı da sel alırdı, fotoğraflar, filmler, karikatür ve “özlü” sözler…
Son yağmurlarda ise durum oldukça farklıydı. Müthiş bir tolerans vardı yerel yöneticilere! Tercihler devredeydi tüm “hoşgörüsüyle”!
Sosyal medyada; sel çamurlarından evini, arabasını kurtarmaya çalışanların “enstalasyon değil bu” diye fısıltıyla karışık, bireysel çığlıkları yankılanıyordu… Veeee sevdiğim bir arkadaşımın yorumu: “Harika bir yağmurdan sonra, hafiflemiş bir gök ve berrak bir hava...”
Doğal, ya da insani olaylara tepkiler koltuğa oturana göre değişiyorsa, o değişen tepkilerin samimiyetini en iyi sahipleri bilir inancındayım. Yine inancıma göre entelektüel düzeyi yüksek bir toplumda, toplumsal hafızanın da sağlıklı çalışması gerekir beklentisindeyim.
Bekli de can kaybı olmadığı için mi kimse durumu pek ciddiye almaz; diye düşünürken, bir yerel yöneticinin demeci, seli durdurucu, çamuru süpürücü, sorunu çözücü nitelikteydi: “…bunları çözmek için göreve geldik, tüm eleştiri, iğneleme ve siyasi söylemleri doğal karşılıyorum, umarım önümüzdeki yıllarda sorunu azaltarak ilerleyebiliriz."
Bana göre böyle bir demeç vermek sanattır! Kimilerine göre siyaset de sanattır! Öyleyse biz de bulutları, yağmuru, çamuru bir tarafa bırakarak, buradan gerçek sanata geçelim!
Kuruluşundan bu yana, ulusal ve uluslararası platformlarda geniş yankı uyandıran, pek çok sanatsal ve kültürel etkinliğe imza atan Yakın Doğu Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin 11-19 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenleyeceği “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” bugünkü yazımın “sanat” konusu olsun!
Çalıştaya yurtdışından; Arnavutluk, Belarus, Bosna-Hersek, Filipinler, Kırgızistan, Kosova, Makedonya, Moldova, Yunanistan, İspanya ve Türkiye’den onbeş sanatçı davet edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden ise 1935-1950 yılları arasında doğmuş olanlardan, davetimizi kabul eden on usta, deneyimli sanatçı ile etkinliği gerçekleştireceğiz. Elbette etkinlik süresince resim sanatına ilgi duyan herkese kapılarımız açık olacak. Özellikle KKTC’deki tüm öğrencilerimizin, eğitim gördükleri alan sanat ve veya tasarım olsun olmasın hepsinin öğrenecekleri çok şey olduğuna inanıyorum. Alacakları küçük bir estetik dersi, hafızalarına kazınacak bir renk, bir şekil mutlaka olacaktır.
YDÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin organize edip gerçekleştirdiği AKADEMİADA etkinliği sonrası yazdığım bir yazıda: “Sorumluluklar başarıyla taçlanınca ortaya çıkan sonuca bakıp da keyif almamak mümkün mü? İçinde bulunduğumuz akademik ortam ve yapılan sanatsal işler “üniversiter bir bütünün” parçası niteliğinde ve ona ivme kazandıran artılar olunca, paylaşımın adı elbette evrensel başarı olacaktır… Heyecan, doğru strateji, öngörü ve güç ile YDÜ çatısı altında daha nice başarıların yaşanacağından kuşkum yok…” demişim. Böylesi güçlü ve karalı bir vizyona sahip Fakültenin “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” ile, bu başarılarına bir yenisini daha eklemesi sürpriz olmasa gerek!
2014-15 Akademik yılında öğretim kadrosunu yeni elemanlarla ve araştırma görevlileriyle daha da güçlendiren YDÜ GSTF, “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” etkinliği ile KKTC’nin sanat ve tasarım alanlarında lisans, yüksek lisans ve doktora düzeylerinde YÖDAK ve YÖK onaylı eğitim veren ilk ve tek akademik kurumu olma özelliğine bir yenisini daha ekleyecektir. En üretken, en aktif Fakülte! (Umarım sayfa editörü o güçlü kadrodan küçük bir fotoğrafı sizlerle paylaşmamızı sağlar!)
YDÜ çatısı altında geçenlerde açılan KKTC’deki “sporun mabedi” sloganını fazlasıyla hak eden “RA25 Spor Salonu” örneğinden hareketle; önümüzdeki süreçte, yine YDÜ çatısı altında “sanatın mabedi” bir sanat müzesine de kavuşacağımızdan kuşkum yok. O müzenin duvarında küçük bir taş olacak “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” ile biz, çabalamalarımızı gerçeğe dönüştürmede hızla yol alıyoruz inancındayım. Bu yıl beşincisini gerçekleştirdiğimiz AKADEMİADA Uluslararası Sanat Akademisi ve diğer etkinliklerimizden kazandığımız deneyim, “MÜZE” sahibi olma konusunda da bizleri “yeterli” kılmaktadır. Ayrıca; daha önce Müze Müdürü olarak görev yaptığım Hacettepe Üniversitesi Sanat Müzesi’ndeki görevim sırasında müzeye kazandırdıklarım ve rakamlar, kayıtlarda mevcuttur!
Sanat ve tasarım alanındaki; hem uygulamalar hem de yazısal birikimimi, şimdi burada, YDÜ’nün çatısı altında ve üniversite yönetiminden tam destek alarak “akademinin yararına” kullanmaktan da büyük bir keyif aldığımı ifade edeyim. Çünkü; daha önceki etkinlik önerilerimizi götürdüğümüzde olduğu gibi, bu sefer de “I.Uluslararası Resim Çalıştayı” önerimize aynı “himayeyi” görünce bir kere daha doğru adreste olduğumu hissettiğimi belirtmek isterim. Bu nedenle; YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel’e ve YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç.Dr. İrfan S. Günsel’e minnettarım.
YDÜ Sanat Müzesinin envanterine; çalıştayda ortaya çıkacak eserlerin de, kayıtlı halini gördüğümüzde hepimiz bir kere daha mutlu olacağız!
Bir müzemiz olsun!
Eğitim alın, sanata yakın kalın…
No comments:
Post a Comment